





ALKOLLÜ ARAÇ KULLANMA VE SİGORTANIN RÜCU DAVASI
2918 sayılı KTK.nun 48. maddesine ve buna bağlı Yönetmeliğin 97.maddesine göre “ Uyuşturucu veya keyif verici maddeleri almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır.”
Genellikle sigorta rücu davalarında, sürücünün alkollü oluşu yeterli neden sayılmayıp, kazanın alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediği araştırılmakta, başka bir deyişle alkollü araç sürme ile kazanın oluşu arasında “nedensellik bağı” aranmaktadır. Daha çok Kasko Sigortalarıyla ilgili rücu davalarında, kazanın nedeninin alkol olmadığı saptandığında dava reddedilmekte ise de, Trafik Sigortalarında daha katı bir uygulama görülmektedir. Kazanın nedeninin alkol olup olmadığının tespiti söz konusu olduğunda, mahkemeler bir “nöroloji uzmanı”nın bilirkişi kurulunda yer almasını gerekli görmektedirler.
Alkolün derecesi önemli değildir; etkisi kişiden kişiye değişir. Kimi 300 promil alkollü olsa bile güvenli araç sürme yeteneğini kaybetmez. Kimisi de yasal sınır olan %50 promil alkolde bile kendilerini kontrol edemez hale gelirler.
Siz alkol derecesinden söz etmek yerine “kazanın oluş biçimini” anlatsaydınız, örneğin Trafik Kazası Tespit Tutanağındaki veya bilirkişi kusur raporu verilmişse rapordaki açıklama ve değerlendirmeleri bize ulaştırsaydınız, görüşlerimiz ona göre biçimlenirdi.